In Bruges Film Özeti
İnsanlar çoğu
zaman ilk iş günlerinde hata yaparlar. Daha orada yenidirler ve işe alışmaları
gerekir. Fakat çok az hata insanı geri dönülmez pişmanlıklara sürükleyip,
intihara meyilli hale getirebilir.
In Bruges filmi
de aslında işe yeni başlamış birisinin yaptığı bir hata sonucu çektiği vicdan
azabını hareket noktası olarak alır. Çok az iş böyle bir vicdan azabına sebep
olur gerçekten de. Zannediyorum ki çok az kişi filmde ki kahramanlarımızla
meslektaştır. Yani kaç kişi tetikçilik yapıyor olabilir ki gerçekten?
İlk görevi bir
papazı öldürmek olan Ray kontörlü kaybettiğinden olsa gerek büyük ve geri
dönülmez bir hata yaparak bir çocuğu da öldürür. Çocuğun Tanrıya dua eden
halini görürüz ve kamera biraz daha yukarı kalktığında ölmüş olduğunu anlarız.
Film buraya
kadar oldukça komiktir aslında ama biz böyle bir gerçeği öğrendikten sonra
komikliklerin arasına karanlık girmiştir artık.
Film tonunu hiç
değiştirmez buradan sonra da güldürmeye devam eder. Ama biz değişiriz ve o
mızmız Ray ‘e olan bakışımız değişir ama Ray’ in bunu yanlışlıkla yaptığını,
intiharın eşine geldiğini gerçekten pişman olduğuna inanırız ve dolayısıyla
bizim vicdanımız artık rahattır ve gülmeye devam edebiliriz. Belki de bu yüzden
bile absürt olarak niteleyebiliriz bu filmi.
Bir de baba
figürü vardır, Ken. Ken affedici, ağır başlı, işini iyi bilen birisidir. Onun
tetikçilik deneyimi çok eskilere dayanır, hatta filmin ilerleyen yerlerinde
öğreniriz ki görev aldıkları patronuyla epey samimiyetleri vardır. Bu onun
işinde ne kadar tecrübeli olduğu, dolayısıyla ölüme olan duyarsızlığı anlamına
gelir. İş hayatı profesyonelleşmeyi gerektirir ve profesyonelleşme de
duyarsızlaşma demektir aslında. Biz Ken’in yaptığı işe olan profesyonelliğini
görürken bir evlada olabilecek yakınlığı Ray’ e gösterdiğini de görürüz. Bu tür
yakınlaşmalar bu karakterleri öyle sempatik kılar ki biz film boyunca onların
yaptıkları iş hakkında hiç düşünmeyiz.
In Bruges şehri
hem sevgi hem de nefretin mekânıdır. Ray oradan nefret ederken Ken için uyanmak
istenilmeyecek bir rüya gibidir. Ken Ray’ i tatile getirdiğini sanır, tıpkı
kendisi gibi Ray’in de burayı seveceğini ve sahip olduğu vicdan azabından
burada kurtulup işlerine geri dönebileceğini zanneder. Bruges’e kendi istekleri
ile gelmedikleri için o şehirde iş alabileceklerini bile düşünür. Aslında
gelmelerinin sebebi patronları olan Harry’dir ve amacı Ray’in iyi zaman
geçirmesini istemesidir. Fakat biz biliriz ki Ray kesinlikle iyi zaman
geçirmemektedir. Ama Ken bu konuda Ray’i korumak adına yalan söyleyerek kendi
düşündüklerini Harry’e anlatır.
Ken’ in baba
figürü olduğunu söylemiştik, Ken Ray’ i korumak adına ne kadar yalan söylese de
evlat büyük bir hata yapmıştır ve bunun bir bedeli vardır. Sıradan bir işte
çalışıyor olsaydınız muhtemelen maaşınızdan kesilirdi fakat onların yaptığı
sıradan bir iş değildir. Bu bedel Ray’in öldürülmesidir. Yani bir babadan
evladını öldürmesi istenmiştir. Bu da Harry’ nin asıl amacıdır.
İçten içe bunu
kabul etmese de iş iştir ve Ken’ de profesyoneldir. Yapacağını kabul eder,
silah alır ve Ray’ i bir parkta bulur. Ona yaklaşır silahı kafasına doğrultur
ve o sırada Ray de kendi kafasına bir silah doğrulmuştur. Tam da babalık iç
güdüleriyle Ken ona seslenir ve intihar etmesini engeller. Ne Ken Ray’ i
öldürmüştür ne de Ray intihar edebilmiştir. Artık Ray’ in ikinci bir şansı
vardır.
Daha kısa
geçmek adına bu emrin yerine getirilmemesine öfkelenen Harry Bruges’ e gelir
Ken kendisini feda eder Harry Ray’ i vururken bir cüceyi de öldürür ve onu
çocuk zannedip prensipleri gereği intihar eder.
Film hakkında
ne kadar çok spoiler vermiş olsam da filmin keyifli olan kısmı ne başı ne de
sonudur. Benim bahsetmediğim birçok detay ve karakter filmin seyrini öyle
keyifli kılar ki filmin ne zaman başlayıp bittiğini fark edemezsiniz.
Yorumlar
Yorum Gönder